Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Kovuşturma evresinde duruşmadan yöntemine uygun şekilde haberdar edilmeyen ve katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan müşteki kurumun, 5271 sayılı CMK’ıun 260/1.madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2.maddesinin 2.fıkrası uyarınca Dairemizin 25.07.2012 tarihli iade kararı sadece elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan kurulan hükümle ilgili olup, daha önce mühür bozma suçundan kurulan hüküm ile bu hükme karşı yapılan temyiz başvuruları geçerli olduğundan, Dairemizin iade kararından sonra mühür bozma suçundan kurulan hüküm hukuken geçersiz olup, sanığın, mühür bozma suçundan 05.11.2009 tarihinde verilen karar ile elektrik enerjisi hırsızlığı (karşılıksız yararlanma) suçundan 04.03.2013 tarihinde verilen karara yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede; Suçtan doğrudan zarar gören müşteki kurumun kovuşturma evresinde duruşmalardan haberdar edilme ve kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunduğu gözetilerek, 06.10.2009 tarihli duruşmada mazereti kabul edilen ve kendisine yeni duruşma gününün bildirilmesine karar verilen müşteki kurum vekiline, usulüne uygun sonraki duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 234. maddesinin 1 fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müşteki vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.