19. Hukuk Dairesi 2014/11566 E. , 2015/8600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : 1- ... 2- ... vek. Av. ...
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ve davalı vek. Av. ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine takip başlattığını, müvekkillerinin takipte istenen tutarda borçlarının olmadığını, takibin dayanağının iş makinesi satış sözleşmesi olup davalının sadece 19.400 TL ödeme yaptığını, müvekkillerinin takibe itiraz ettiğini, davalının bu arada devreye girerek ödediği 19.400 TL"nin kendisine iade edilmesi halinde takibi geri çekeceğini, ancak davacıların da itirazlarını geri almaları gerektiğini beyan ederek, müvekkillerinin itirazlarını geri almalarını sağladığını, ancak davalının takibi geri almadığını belirterek, müvekkillerinin davalıya 42.163,60 TL borçlu olmadıklarının tespitine ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibin kesinleştiğini, davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacıların takibe itirazlarından vazgeçtiklerini, davacıların iş makinesinin sahipliğini elde ettiklerini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı ile dava dışı ... arasındaki iş makinesi (hisse devri) satış sözleşmesini davacıların kefil olarak imzaladıkları, “müteselsil” ibaresinin ayrıca ve açıkça yazılmamasından dolayı davacıların kefaletinin adi kefalet olarak kabulü gerektiği, adi kefalette doğrudan kefile başvurulamayacağı, icra takibinin incelenmesinde borcun tamamı için müteselsil kefalet varmışcasına davacı borçlulara başvurulduğu, davacılarca 19.400 TL"lik borcun varlığının kabul edildiği, kabul edilmeyen kısım yönünden davacıların borçlu olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacıların davalıya 42.163,60 TL miktarında borçlarının olmadığının tespitine ve davalının %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı tarafından aleyhlerine girişilen ilamsız icra takibine önce itiraz etmişler, daha sonra ise 05.07.2013 tarihli dilekçeleriyle itirazlarından vazgeçtiklerini bildirmişlerdir. Dava sözü edilen icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olduğuna göre anılan itirazdan vazgeçme dilekçesinin davaya etkisi üzerinde durulup tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi davalının ödeme savunmasına konu ettiği 5.500 Euroluk ödemeye ilişkin olarak davacı ..."ün 20.02.2014 tarihli duruşmadaki beyanının da değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.