Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29924 Esas 2011/10598 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/29924
Karar No: 2011/10598

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29924 Esas 2011/10598 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bodrum İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararda, bir icra takibinde dayanak belge olan bonoda lehdarın ad ve soyadının yazılı olması zorunluluğuna değinilmiştir. Bonoda \"S..... Ticaret\" gibi kısaltılmış bir ifade yer aldığı ve lehdarın hükmi şahsiyetinin bulunmadığı anlaşıldığı için, borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir. Mahkeme, bu nedenle şikayet kabul edilerek İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: TTK.nun 688/5, İİK 366 ve HUMK’nun 428.
12. Hukuk Dairesi         2010/29924 E.  ,  2011/10598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bodrum İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/05/2010
    NUMARASI : 2009/582-2010/362


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    İcra takibinin dayanağı olan bononun lehdar hanesinde "S..... Ticaret" sözcüklerinin yazılı olduğu görülmektedir. TTK.nun 688/5. maddesi gereğince; bonoda lehdarın ad ve soyadının yazılı olması zorunludur. Lehdar, gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise, dayanak belge, bono olarak kabul edilemeyeceğinden TTK.nun 688/5. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir.
    Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre lehdarın unvanının eksik olarak bonoda ifade edilmesi ve lehdarın hükmi şahsiyetinin bulunduğunun ciro şerhinden anlaşılması halinde, yukarıda açıklanan kuralın tamamlanmış olduğunun kabulü gerekir. Bu ilke Hukuk Genel Kurulu"nun 14.3.2001 tarih ve 2001/11-199 E., 2001/244 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır. Ancak, sözü edilen karardaki açıklamalar temyiz incelemesi yapılan olaya uygun değildir. Zira somut olayda lehdarın unvanının bonoda kısaltılmış olarak yazılması söz konusu olmadığı gibi, hükmi şahsiyeti de yoktur. Dayanak belgenin arka yüzündeki kaşenin incelenmesinde de lehdarın hükmi şahsiyetinin bulunmadığı ve firma isminden  ibaret olduğu anlaşılmıştır. Borçlunun borcu kabulü ve İİK.nun 170 a/son maddesinin uygulanma olanağı da bulunmadığı için mahkemece şikayet kabul edilerek İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/05/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.