12. Ceza Dairesi 2017/3753 E. , 2018/117 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle ölüme neden olma suçundan şüpheliler ..., ... ile suça sürüklenen çocuk ...haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/03/2017 tarihli ve 2016/1174 soruşturma, 2017/233 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Nevşehir Sulh Ceza Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2017/980 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suç tarihinde suça sürüklenen çocuk ..."in sevk ve idaresindeki traktörde yolcu olarak bulunan maktul..."ın, traktöre bağlı birinci su tankeri arasından kaplamaya indiği sırada karşı yönden gelen şüpheli ..."in kullandığı aracın çarparak ölümüne sebebiyet verdiği olay nedeniyle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 06/02/2017 tarihli raporda, bahse konu olayın meydana gelmesinde müteveffa yaya ..."ın asli ve tam kusurlu olduğu, araç ve traktör sürücülerinin kusurunun bulunmadığından bahisle Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliler haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Somut olayla ilgili tarafların hazır edilip mahallinde keşif işlemi yapılması gerekirken dosya üzerinden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırıldığı gibi, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hakimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hakimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, bu hali ile meydana gelen olayda tarafların kusur durumuna ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin mahkemesince yapılmasının gerekmesi karşısında, şüpheliler hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25.07.2017 gün ve 94660652-105-50-6920-2017-Kyb sayılı yazılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde, saat 15.40 sıralarında, 7.40 metre genişliğinde, 50 km hız limitli,iki yönlü yolda, 11 yaşındaki suça sürüklenen çocuk ..."in idaresindeki traktörün arka çamurluk kısmında ölen ..."ın oturduğu, arka arkaya içi su dolu 3"er tonluk iki su tankeri traktöre bağlı olacak şekilde seyri sırasında, traktör ile traktöre bağlı birinci su tankeri arasından yola aniden çıkan ya da şüpheli ... ve eşi tanık ..."in olayın sıcağı sıcağına alınan beyanlarına göre "traktörün seyri sırasında aniden yola düşen" ..."a karşı yönden seyreden şüpheli ..."in idaresindeki otomobilin sol ön kısmı ile çarparak ölümüne sebebiyet verdiği iddiası ile başlatılan soruşturmada, suça sürüklenen çocuk ..."in kazanın hemen ardından beyanı alınmadığı gibi, olayla ilgili bilgisine başvurulan tek görgü tanığı ..."in "traktörün seyri sırasında ölenin aniden yola düştüğü" şeklindeki beyanının bulunduğu, traktör ile çarpma noktası arasındaki mesafe dikkate alındığında kaza esnasında traktörün seyir halinde olduğu anlaşılmakta olup, kaza tespit tutanağında "ölenin park halindeki traktörden inerek yola kontrolsüzce çıktığı sonucuna" nasıl ulaşıldığı hususunda maddi olayın ve kusur durumunun şüpheye yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi için keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılması ve delillerin etraflıca araştırılıp ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediği anlaşılmakla,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Nevşehir Sulh Ceza Hakimliğinin 13/04/2017 tarihli ve 2017/980 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.