19. Hukuk Dairesi 2014/14784 E. , 2015/2684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, müvekkillerinin takipte istenen tutarda borçlu olmadıklarını, kaldı ki takipten sonra da müvekkillerinden tahsilat yapıldığını, müvekkillerinin bonodan dolayı davalıya borçları kalmadığını belirterek müvekkillerinin takibe konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacıların takibe konu asıl alacaktan 50.873,47 TL., işlemiş faizden ise 413,96 TL.olmak üzere toplam 51.287,43 TL.lik kısımdan borçlu olmadıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 07.11.2012 günlü ilamı ile davacıların iddialarını usulüne uygun delillerle kanıtlamak zorunda olduğu, salt cari hesap ilişkisine dayanılarak eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, davacı yanca teklif edilmesi üzerine davalı temsilcisinin yemin için çağrıldığı duruşmaya gelmediği, bu itibarla yeminden kaçınan davalının yemin konusu vakıayı ikrar etmiş sayılacağı, davacıların takip konusu bonodan dolayı 13.126,53 TL.dışında borçlu bulunmadıklarını ispat ettikleri gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Ödeme, borcu sona erdiren sebeplerden biri olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Davacılar ödeme iddialarını yazılı delillerle kanıtlayamamış olup, son delil olarak yemin deliline dayanmışlardır. Ne var ki, yemin teklif davetiyesinin davalı şirkete gönderilmesi ve şirket temsilcisinin hazır olmasının istenmesi gerekirken yemin davetiyesinin doğrudan şirket temsilcisi olduğu ileri sürülen ...’na tebliğ edilerek temsilci olduğu belirtilen kişinin gelmemesi üzerine davalı şirketin yeminden kaçınmış sayılması usule aykırı olup, mahkemece bu şekildeki usulsüz yemin davetiyesine göre işlem yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.