18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/17302 Karar No: 2015/12785 Karar Tarihi: 16.09.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/17302 Esas 2015/12785 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir çocuğun gerçek annesi ve babası ile farklı kişilerin beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi istemiyle açılan davada, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar vermişti. Ancak, bu kararın yanlış olduğu belirtilerek, nüfus kaydı düzeltme talebi için asliye hukuk mahkemesine, babalık tespiti talebi için ise aile mahkemesine başvurulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu çerçevede, kayıt düzeltme davası yönünden asliye hukuk mahkemesi görevli iken, babalık tespiti davası açısından aile mahkemesi görevlidir. Kararda belirtilen kanun maddeleri şöyledir: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. ve 303. Maddeleri.
18. Hukuk Dairesi 2014/17302 E. , 2015/12785 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, küçük ...."ün nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk ...."nin gerçek anne ve babasının ... ve ... olduğu halde nüfusa .... ve .... çocuğu olarak kaydedildiğini, bu kaydın gerçeği yansıtmadığı ileri sürülerek nüfus kaydının düzeltilmesi istenmiştir. Mahkemece davanın kayıt tashihi davası olarak nitelendirilip asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğinden görev yönünden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36.maddesinde; "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 301.maddesinde; "Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. "303.maddesinde ise; "Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda dava, ..."nin ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında çocuk ... ..."nin gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ..."ın nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ...’nin çocuk ...."nin gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Buna göre kayıt düzeltme davası yönünden dosyanın tefriki ile şimdiki gibi görevsizlik kararı verilerek asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi, baba adının ... olduğunun tespiti açısından ise, somut talebin soybağının tespiti davası niteliğinde olduğu, bu nedenle kayıt düzeltme davasının sonucunun beklenip 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 301. maddesi gereği davanın cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbarının sağlanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle her iki talep yönünden de asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.