Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2968 Esas 2021/3072 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2968
Karar No: 2021/3072
Karar Tarihi: 24.03.2021

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2968 Esas 2021/3072 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Sanık temyiz etti, ancak mahkeme kararında belirtilen bir tebligatın geçersiz olduğu ve temyiz talebinin süresinde olduğu tespit edildi. Daha sonra yapılan incelemede, sanığın suçunun trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin olduğu, TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarına uygulandığı ve asliye ceza mahkemesinin iddianamenin kabulünden sonra uygulayabileceği basit yargılama usulüne göre karar verdiği belirtildi. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar için bu usulün uygulanamayacağı şeklindeki düzenlemeyi iptal etti. Bu nedenle, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi göz önünde bulundurularak, sanık lehine olan düzenlemelerin uygulanması gerektiği ve dosyanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı. Kanun Maddeleri: CMK'nın 231/11, TCK'nın 179/3-2, 62, 53, ve CMK'nın 251/3.
12. Ceza Dairesi         2020/2968 E.  ,  2021/3072 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
    Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; TCK"nın 179/3-2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkûmiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın bildirdiği aynı zamanda mernis adresine olan adresine 02/12/2015 tarihinde yapılan tebligatın Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, şerh kaydı bulunmaksızın yapılan bu tebliğin geçersiz olduğu ancak 31/01/2015 tarihli tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, bu sebeple sanığın 06/01/2016 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu değerlendirilerek, esasa ilişkin yapılan incelemede;
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 24/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.