Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2007/21-255 Karar No: 2007/260 Karar Tarihi: 09.05.2007
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-255 Esas 2007/260 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 2. İş Mahkemesi'nde görülen bir hizmet tespiti davası sonunda davalı SSK tarafından istenilen inceleme sonucunda, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi davacının birden fazla işveren hakkında aynı dava dilekçesi ile dava açabilmesi için işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığının bulunması gerektiğini belirtti. Maddi ve şekli yönden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi ihtiyari dava arkadaşlığı da mümkün değildi. Dolayısıyla davalı işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, davaların ayrılması gerektiğini belirtti. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 506 S. Sosyal Sigortalar Kanunu (Mülga) [Madde 79] ve 1086 S. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (Mülga) [Madde 43].
Hukuk Genel Kurulu 2007/21-255 E., 2007/260 K.
Hukuk Genel Kurulu 2007/21-255 E., 2007/260 K.
DAVALARIN AYRILMASI
HİZMET TESPİTİ
506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 79 ]
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 43 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "hizmet tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.İş. Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.3.2005 gün ve 2004/740 E. 2005/753 sayılı kararın incelenmesi davalı SSK. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 23.3.2006 gün ve 2005/12849 E. 2006/2734 K. sayılı ilamı ile,
(...Uyuşmazlık, davacının davalı işverenlerin ayrı ayrı işyerlerinde dilekçede tarihlerini bildirdiği ayrı ayrı dönemlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tesbitine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 79/10.maddesidir.
Ne var ki, birden fazla işveren hakkında aynı dava dilekçesi ile dava açılabilmesi için işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının bulunması gerekir.
Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun (M.K., B.K., T.T.K) bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasını öngördüğü durumdur.
Somut olayda, maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı (örneğin M.K."nun md. 630 iştirak halinde mülkiyet, B.K.520 adi ortaklık) bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da (M.K. md. 242, M.K. md. 639/3, İ.İ.K, md. 282) söz konusu değildir.
Öte yandan, zorunlu dava arkadaşlığı dışında kalan ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller H.U.M.K."nun 43.maddesinde a) dava konusu hak veya borcun ortak olması (B.K. Md.142. müteselsil borçluluk) b) borçluların ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile birden çok kişi yararına borç yüklenmiş olması c) davanın aynı nedenden doğması (örneğin, B.K.md.50 birden fazla kişinin haksız fiil sorumluluğu) olarak sayılmıştır. Somut olayda, davalı işverenler arasında anılan maddede öngörülen nitelikte ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, H.U.M.K."nun 46.maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi gerekirken birlikte görülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı SSK. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı SSK. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.