19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/15669 Karar No: 2015/1781 Karar Tarihi: 11.02.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/15669 Esas 2015/1781 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2014/15669 E. , 2015/1781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı Ziyaret Tarımsal Kalkınma Kooperatifi arasında akdolunan genel kredi sözleşmesinde davalının da kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkilince girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı bankaca takibe dayanak yapılan sözleşmede kredi tutarı birinci sahifede belirlenmiş ve tüm sahifeler ilgililer tarafından imzalanmış ise de hangi imzanın kime ait olduğu, ne sıfatla imzalarının alındığı ve isim ile imzalarının bulunduğu sahifenin kredi sözleşmesi ve kefalet şerhinin bir parçası olup olmadığı anlaşılamamış bulunduğu, ayrıca sözleşmenin parçası sayılsa bile bu sahifede kefalet limiti belirtilmediği gibi kredi tutarına da atıfta bulunulmadığı, böylece geçerli bir kefaletin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında takip ve davaya konu edilen alacağın dayanağı olarak 10.05.2006 tarih 1.000.000 YTL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 818 sayılı BK"nun 484.maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlıdır. Takip dayanağı 10.05.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde kredi limitinin 1.000.000 YTL olduğu gösterilmiştir. Bu durumda mahkemece, kredi limitinin aynı zamanda kefalet sorumluluğunu belirlediği düşünülerek bir karar verilmesi gerekirken kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmediği şeklindeki gerekçe ile hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.