1. Hukuk Dairesi 2016/16107 E. , 2017/1277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 3331 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin davalılar tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiğini ileri sürerek, 2001-2005 tarihleri arasındaki dönem için 25.000-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, çekişme konusu taşınmazların kiraya verdiği, iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar 3. Hukuk Dairesince; “...Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsaller gösterilmediği gibi çevredeki emsaller de resen irdelenmemiştir. Bu nedenle, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkemece emsal kira sözleşmeleri getirtilip, olmaz ise çevre emsal ve rayiç kira bedelleri bilirkişi marifetiyle incelenerek ilk dönem kira bedeli belirlendikten sonra, takip eden dönemler için de ÜFE artış oranı tam olarak yansıtılmak suretiyle ecrimisil miktarı hesaplanmalıdır. Mahkemece, imzası davacı tarafından inkar edilen sözleşme esas alınarak belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu dükkan niteliğindeki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerde davacı ve davalı ...’ın kayden 1/2 paydaş olduğu, diğer davalı ...’ın mülkiyetten ve kayıttan kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; ecrimisil hesabı yapılan ilk dönem için kira parasının yukarıdaki ilkeler uyarınca belirlenmesi, sonraki dönemler için ecrimisil hesabının ise ÜFE artış oranı kullanılarak bulunması gerekirken son dönem için belirlenen bedel üzerinden önceki dönemlere TEFE ve ÜFE oranları uygulanarak hesaplama yapılması doğru değildir.
Ayrıca, davalılar, davacının banka hesabına 10.000-TL havale edildiğini, icra vasıtasıyla da 7.925-TL ödendiği belirtilmiş olup, anılan hususlar araştırılmadan eksik soruşturma ile karar verilmesi de doğru değildir.
Hâl böyle olunca; davalıların ödemeye yönelik savunmalarının araştırılması, yukarıda değinilen ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak, ilk önce dava konusu edilen ilk dönemin ecrimisil miktarının o yılların rayicine göre belirlenmesi, sonraki yıllar için ise belirlenecek tutarlara ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.