Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Mahkemenin 19.07.2011 tarihli ilk hükmü, sanık müdafii tarafından temyiz edildiği halde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulandığı sırada sonradan kurulan hükümde kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak daha ağır cezayı içeren ilamın tekerrüre esas alınması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07.06.2011 tarih, 2011/9-88 Esas ve 2011/116 Karar sayılı içtihadı da göz önüne alınarak, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümüne, “5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUK’nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 29.12.2006 tarih, 2004/247 Esas ve 2006/410 Karar sayılı ilamına konu olan 1 ay 14 gün hapis cezası esas alınarak belirlenmesine” şeklindeki cümlenin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.