14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8834 Karar No: 2017/6440 Karar Tarihi: 14.09.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/8834 Esas 2017/6440 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar aleyhine inanç sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı temyiz eden davacı vekili daha sonra davadan feragat etmiştir. Feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı belirtilerek kararın davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği hükme bağlanmıştır. Kanun maddeleri olarak 6100 sayılı HMK’nun 307. ve 309. maddeleri belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
14. Hukuk Dairesi 2016/8834 E. , 2017/6440 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.01.2015 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, Davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili Av. ... hükmün verilmesinden ve kararı temyizin sonra 09.08.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, dosyada mevcut 10.12.2014 tarihli ve 18371 yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı) Bu nedenle kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.