16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3442 Karar No: 2018/2107 Karar Tarihi: 26.06.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3442 Esas 2018/2107 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu tespit ederek, silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkum etti. Sanığın üzerinden ele geçirilen örgütsel dokümanlarda kod adı, doğum tarihi, anne ve baba adı, cep telefonu numarası ve görev yeri gibi bilgiler bulunduğu belirtildi. Dosya kapsamına göre, sanığın örgütün faaliyetleri içinde yer aldığı anlaşıldı. Hüküm, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi, Ceza Kanunu'nun 314/2, 62, 53, 58/9 ve 63. maddelerine göre verildi.
16. Ceza Dairesi 2017/3442 E. , 2018/2107 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Muş ili Varto ilçesinde 10/08/2015 günü Muş Varto karayolu Çöplük mevkiinde PKK/KCK terör örgütü mensupları ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilen örgüt mensubunun üzerinden çıkan örgütsel dokümanlar arasında sanığın kod adı kullandığı doğum tarihi anne ve baba adının, kullanmış olduğu cep telefonu numarasının bulunduğu ve örgütsel faaliyet kapsamında görev yerinin belirtildiği belgenin ele geçirilmiş olmasına, ek bilirkişi raporuna göre 4 ay kadar uzun süre iletişim kaydının tespit edilememesine ve tüm dosya kapsamına göre sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu anlaşılmış olması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.