Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ile tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın, kabulüne; birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) vekili ve asıl davada davalı (birleştirilen davada davacı) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-
Davacı, kayden maliki olduğu .. ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evde davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın oturduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı,çekişmeli 20 parsel sayılı taşınmaz ile tapuda adına kayıtlı 21 parsel sayılı taşınmazın komşu olduklarını, oturduğu evin üzerinde bulunduğu 20 parsel kendi taşınmazı olmasına karşın parsel numaralarında hata yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuş ve birleştirilen davada tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların mülkiyet durumu ile kullanım durumunun birbiriyle çeliştiği, bu çelişkinin tarafların hatasından kaynaklandığı, malik oldukları yerlerle kullandıkları yerlerin ters olduğu, bu durumun maddi hata kapsamında değerlendirilip düzeltilmesi yönünde karar verilebileceği, böylece haksız elatmanın da söz konusu edilemeyeceği gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece "... her iki tarafın da çaplı taşınmaz satın alan kişi konumunda oldukları ve haklarının satın aldıkları çapın kapsamı ile sınırlı olduğu,iptal ve tescil isteğinde bulunan davacı İbrahim, birleştirilen davayı açarken davacı Bilgan adına olan çap kaydının iptali için her hangi bir hukuki dayanak göstermediği gibi kullanım durumlarının kayıtlara aykırı olmasının çap kaydının iptali sebebi olarak da kabul edilemeyeceği,dolayısıyla kayda üstünlük tanınmak suretiyle asıl davanın kabulü, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kabulüne,birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir.Asıl davada davalı (birleştirilen davada davacı) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Birleştirilen dava reddedildiğine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 8. maddesine göre kendisini vekille temsil ettiren asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) yararına bu dava bakımından avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması doğru değildir. Asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) vekilinin temyiz itirazı belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.