22. Hukuk Dairesi 2016/28661 E. , 2020/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket nezdinde satış temsilcisi, dağıtıcı ve merkez sipariş elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, davacıya her ay düzenli olarak prim ödemesi yapıldığını, hafta tatili izinlerini kullandığını, fazla mesainin ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu: Karar, taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe: Öncelikle belirtmek gerekir ki, Anayasanın 141. maddesinde, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan yasal düzenlemede yargıcın, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran yargıcın böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince hakimin, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Tarafların hukuki dinlenme haklarını ihlal etmeden usul kurallarının açık hükümlerine uygun şekilde gerekçeli olarak karar verilmesi gerekir. Aksi hal, karara karşı temyiz yollarına başvurmak isteyenin açıklama hakkını kısıtlayacağı gibi temyiz merciince kararın hukuki denetiminin yapılmasına da engel olur.Somut uyuşmazlığa dönülecek olduğunda, gerekçeli kararda 26.10.2015 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirtilerek fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak Mahkemece, fazla mesai alacağının red gerekçesi açıklanmamış; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda fazla mesai alacağı hesaplanmış olmasına rağmen hangi nedenle bu hesaplamaya itibar edilmeyerek talebin reddediliği açıklığa kavuşturulmamıştır. Gerekçeli kararda, bilirkişi raporuna dayanılarak soyut bir biçimde “fazla çalışma ücreti talebinin reddine” karar verildiği belirtilmiştir. Yukarıda yer alan açıklamalara aykırı olarak, uyuşmazlık konusu alacak talepleri hakkında, gerekçesiz bir şekilde red kararı verilmesi, Anayasanın 141.maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.