Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/18022 Esas 2015/1451 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18022
Karar No: 2015/1451
Karar Tarihi: 29.01.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/18022 Esas 2015/1451 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/18022 E.  ,  2015/1451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/03/2014
    NUMARASI : 2012/414-2014/84

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece kayıt malikinin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline ilişkin olarak verilen karar davalı kayyım vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle kayıt malikinin gaipliğine ve taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu kagir ev vasıflı 434 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Konstantin kızı A.. B.. adına kayıtlı olduğu, tapu kaydında E..S.. Ç..Vakfı şerhinin bulunduğu, Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/1058 Esas - 1994/192 Karar sayılı ilamı ile taşınmaz malikine 3561 sayılı Yasa uyarınca Defterdarın kayyım olarak atandığı, davacının taşınmazın 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca gaiplik sebebiyle vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, hükümden sonra M.. F.. vd. vekili tarafından kayıt malikinin mirasçısı olduklarına ilişkin dilekçe ekinde veraset ilamı ve kayyımlık kararının kaldırılması kararı ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olmakla, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması zorunludur.
    Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; kayıt maliki Konstantin kızı A... B..’nun taşınmazı iktisabına dair 02.12.1952 tarihli satış işlemine ilişkin resmi akit ve dayanak belgeler getirtilmemiş, bu belgelerdeki veriler gözetilerek adı geçenin mirasçısı bulunup bulunmadığı konusunda nüfus kayıtları üzerinden bir araştırma yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca, taşınmazın kayıt maliki adına tesciline ilişkin resmi akit ve akde dayanak tüm belgelerin getirtilmesi, bu belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle nüfus kayıtlarının temini ve mirasçısı bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, öte yandan hükümden sonra 15.09.2014 havale tarihli dilekçe ile ibraz edilen veraset ilamı ve kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin kararlar değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre de; kayıt malikinin gaipliğine karar verilmesi istemi olmadığı halde, gaipliğe karar verilmesi de isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.