1. Hukuk Dairesi 2014/11972 E. , 2015/2049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/306-2013/438
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı; 156, 157, 482, 993 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında mirasbırakanları A.. G.., Ü. Y.., S. B.., F. B.. ve B.. Ç..’ın kimlik bilgilerin eksik ve hatalı yazıldığını, bir kısmının soyadının yazılmadığını ileri sürerek düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; hangi taşınmazda, hangi paydaş yönünden nasıl bir hata ve eksiklik olduğunun ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini, genel bir ifade ile yanlışlıkların tespiti ile düzeltilmesi talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 119/1. maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 156, 157, 482, 993 taşınmazların paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, taşınmazların yargılama sırasında parsel numaralarının değiştiği, mahkemece hangi taşınmazdaki hangi pay malikinin hangi kimlik bilgilerinin düzeltildiği belirtilmeksizin genel ifadelerle kabul kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne , aynı yasanın 298/2. maddesinde ise; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmazlardaki hangi pay yönünden hangi malikin kimlik bilgilerinin düzeltildiği hüküm fıkrasında belirtilmemiş, ayrıca davanın kabulüne karar verildikten sonra kimlik bilgisi düzeltilmesi gereken kişiler arasında adı sayılan B. Ç..’ın, hükmün gerekçe kısmında paydaşlar arasında olmadığı belirtilmiştir. Bu şekilde oluşturulan hüküm ve gerekçenin, usul ve yasaya uygun olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazlarda hangi taşınmazda, hangi pay ya da paylar yönünden hangi malikin kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istendiğinin açıklığa kavuşturulması, ardından talep ve 6100 Sayılı HMK’nun 297/2. maddesi hükmü gözetilerek her bir taşınmaz ve pay yönünden ayrı ayrı denetime elverişli şekilde hüküm oluşturulması, düzeltilen kimlik bilgilerinin hükümde açıkça gösterilmesi, oluşturulan hüküm ile uyumlu gerekçeli karar yazılması gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.