17. Hukuk Dairesi 2019/5749 E. , 2019/12231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 02/08/2005 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davalıların miras bırakanı ..."ın öldüğünü, toplamda 25.711,00 TL tazminatın müvekkil kurum tarafından ..."ın mirasçılarına ödendiğini, bu ödemeden sonra SGK tarafından müvekkil kurum ve dava dışı şirket aleyhine sigortalının hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, geçici iş görmezlik ödenediği ödendiği, sigortalının tedavi giderlerinin ödendiği belirtilerek dava açıldığını, Mersin 1. İş Mahkemesi"nin 2006/657 esas 2009/836 karar sayılı ilamı ile dosya karara bağlandığını, Yargıtay"dan geçerek onandığını, Mersin 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7387 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkil kurumun takibe konu miktarı SGK"ya ödediğini, bu durumda hem SGK"ya hem davalıya ödeme yapıldığını, müvekkilin borçlulara daha önce yapmış olduğu 25.711,00 TL"yi isteme hakkı doğduğunu beyan etmiş, bu bedelin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı TBK 82.maddesine göre,sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
6098 Sayılı TBK 154. maddesinde (818 sayılı BK. 133) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
Somut olayda, dava dışı SGK tarafından 12/06/2006 tarihinde davacıya rücu davası açıldığı, karar 21/02/2012 tarihinde onanarak kesinleştiği, davacı tarafından 19/12/2013 tarihinde icra yoluyla SGK’ya ödeme yapıldığı, yapılan ödemeden dolayı davacı ... tarafından 10/03/2014 tarihinde desteğin mirasçılarına karşı icra takibinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı Güvencenin yaptığı ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleşme davası açıldığına göre ödeme yaptığı tarih olan 19/12/2013 tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı sürenin işleyeceği,yine 10/03/2014 tarihinde davacı ... tarafından düzenlenen icra takibi ile de zamanaşımının kesildiği,eldeki davanın ise 27/03/2015 tarihinde açıldığı anlaşıldığından işin esasına göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.