13. Hukuk Dairesi 2016/29582 E. , 2019/3147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının, eşi ..."nın TEAŞ genel müdürlüğünde genel müdür sekreteri olarak çalıştığını söyleyerek kendisini işe sokacağını vaadettiğini, karşılığında para istediğini, davalının kendisini işe sokacağına inandığı için, 1.000,00 TL yi davalıya elden verdiğini karşılığında davalının 10.09.2004 düzenleme 10/10/2004 vade tarihli senedi verdiğini, 250,00TL"yi 19.09.2001 tarihinde kayın biraderi ... aracılığı ile davalının banka hesabına gönderdiğini, 1.250,00 TL yi 25/09/2001 tarihinde kayın biraderi ... aracılığı ile davalının banka hesabına gönderdiğini, ancak davalının kendisini kandırdığını, herhangi bir işe yerleştirmediği gibi işe yerleştirme vaadiyle aldığı paraları da iade etmediğini, bu nedenle ... 6. İcra dairesinde icra takibi başlattığını, davalının zamanaşımı itirazının 13. İcra hukuk mahkemesince kabul edildiğini, Davalı hakkında savcılığa giderek şikayette bulunduğunu, (Anadolu CBS 2013/113774) İleri sürerek senet alacağını vade tarihinden itibaren, diğer alacaklarını ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davalı asile usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligatın bulunmadığı, dava dilekçesinin davalının davanın konusu olmayan bir icra dosyasında vekilliğini yapan avukata tebliğe çıkartıldığı, vekilin 27/04/2015 havale tarihli cevap dilekçesiyle davalı ile irtibata geçemediğini, davaya katılmak istemediğini, ancak vekaletnamenin sorumluluk yüklediği kabul edilirse diye davaya cevap verdiğini belirttiği, mahkemenin davanın reddine karar vermesi sebebiyle davalı lehine avukatlık ücretine hükmettiği, davacının, temyiz dilekçesinde davaya katılmayan avukat için davalıya vekalet ücreti verilmesini temyiz sebeplerinden biri olarak gösterdiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunun 11.maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Diğer bir ifadeyle vekile tebligat yapılabilmesi için, vekille takip edilen bir işin olması gerekir. Somut olayda her ne kadar vekil ile davalı arasında bir vekaletname var ise de, dava dilekçesi davalı asile tebliğe çıkartılmış ve davadan haberdar olan davalı tarafından işin takibi vekile bırakılmış değildir. Bir vekilin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme mecburiyetini ona yüklemez. Umumi vekalet verilmesinin amacı, her dava veya işlem için yeni bir vekaletname verilme külfetinden kurtulmaktır. Sorumluluğu yüklenmek şartıyla umumi vekilin müvekkili ile temas etmeden onunla ilgili davayı takip etmesi mümkün ise de, mahkemece umumi vekil, müvekkilini temsile, müvekkil de kendisini vekille temsil ettirmeye zorlanamaz. Bu nedenle davalı vekili olarak avukata tebliğ yapılması ve itirazına rağmen onun huzurunda davaya devam olunması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, bu durum davalının hukuki dinlenilme hakkını (HMK m.27) da ihlal etmiştir.
Bu durumda mahkemece usulüne uygun tebligatla davalının davaya teşkili sağlanması gerekirken (HMK m.122), bu husus gözardı edilip vekile yapılan tebligatla yetinilerek sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.