Davacılar H.. A.. vdl vekili Avukat Ahmet tarafından, davalı P.. B.. aleyhine 19/10/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, İdare"nin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalı tarafından kasıtlı olarak su verilmediğinden tarladaki ürünlerin zarar gördüğünü belirterek, tazminat isteminde bulunmuşlardır. Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Sulama Birlikleri; DSİ Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Kanunu, Belediyeler Kanunu, Köy Kanunu ve İl İdaresi Kanununda yer alan düzenlemelerle yönetilmektedir. Sulama birliklerine ait tesislerin yapımı, bakım ve onarımları Devlet Su İşleri ekipmanlarınca yapılmakta ve masraflar DSİ Genel Müdürlüğü bütçesinden karşılanmaktadır. Birlik personelinin atanması ise, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen esaslara göre yapılmaktadır. Bu nedenlerle davalı Sulama Birliği kamu kurumu niteliğindedir. Kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunmaktadır. Bu zararların ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının II. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluştururlar. Bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. Yargı yolu dava şartı niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen (kendiliğinden) göz önünde tutulmalıdır. Şu halde, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının çözümlenmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.