Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/6382 Esas 2017/10653 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6382
Karar No: 2017/10653
Karar Tarihi: 02.11.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/6382 Esas 2017/10653 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalıya karşı açtığı itirazın iptali davasında, 75.000 Euro asıl alacak ve işlemiş faiz alacağını talep etti. Davalı, davacıya borçlu olmadığını savundu. Mahkeme, davacının borç talebini ispat etmesi gerektiği sonucuna vardı ve davacının delil olarak sunduğu havale bedelini borç olarak gönderdiği iddiasını kanıtlayamadığı için davanın reddine karar verildi. Kararın bozulmasına hükmedildi.
Kararda geçen kanun madde ve kararları:
- HGK.nun 12.3.2003 tarih, 2003/3-118 esas ve 2003/158 karar
- HGK.nun 9.6.2004 tarih, 2004/4-362 esas ve 2004/347 karar
- HUMK’nun 440/1 maddesi
13. Hukuk Dairesi         2017/6382 E.  ,  2017/10653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, davalı aleyhine 75.000 Euro asıl alacak ve 39.371,92 Euro işlemiş faiz alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, davalının dava dışı 3. kişiye ait ceza dosyasında bu paranın geldiğini ikrar ettiğini, buna rağmen takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek;işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 75.000 Euro asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, zamanaşımı def"inde bulunmuş, esastan ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının takibe konu parayı her ikisininde avukatı olan Av. ..."a teslim edilmek üzere gönderdiğini, bu parayı avukata teslim ettiğini, davacıya borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, zamanaşımının dolmadığı yönündeki bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davanın kabulü ile 75.000 Euro asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, eldeki davada davalıya havale olarak gönderdiği 75.000 Euro"nun ödenmemesi nedeniyle davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı ise takibe konu parayı her ikisininde avukatı olan Av. ..."a teslim edilmek üzere gönderdiğini, bu parayı avukata teslim ettiğini,paranın borç olarak gönderilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece ""... protokol tarihi ve protokol tarihinden sonra dosyaya sunulan 20.000,00 TL lik teminatın tarihi göz önüne alındığında Garanti Bankasından davacı tarafından davalıya gönderilen paranın protokol kapsamında söz konusu dosyaya sonradan yatırılan teminat için gönderildiği ve bundan dolayı protokol uyarınca davacıya ait olduğu anlaşıldığından..."" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır.(Bkz. HGK.nun aynı yöndeki 12.3.2003 tarih, 2003/3-118 esas ve 2003/158 karar; 9.6.2004 tarih, 2004/4-362 esas ve 2004/347 karar sayılı kararları)
    Öte yandan davacı, delil olarak yurtdışından garanti bankası aracılığı ile yaptığı havaleye dayanmışsa da, havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır.
    Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia eden bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    O halde somut olayda ispat yükü davacıda olup, davacı söz konusu havale bedelini davalıya borç olarak gönderdiğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacının davada delil olarak dayandıkları havalede paranın “borç” olarak gönderildiğine ilişkin bir açıklama yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek, davacının borç olarak gönderdiğini iddia ettiği ödemeleri kesin delillerle ispat edeceği dikkate alınarak davacının bu konudaki tüm delilleri toplanıp usulüne uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.