10. Hukuk Dairesi 2018/6350 E. , 2019/5249 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
KARAR
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen hüküm, Dairemizce yapılan temyiz denetimi üzerine bozulmuş olup, anılan bozma ilama uyulmasına karşın, bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Bir önceki bozma kararında, mahkemece esas alınan kusur raporunda üçüncü kişi davalı ...’in tamamen kusurlu olduğu, davalı işveren şirketin ise kusuru bulunmayıp, sigortalıyı süresinde kuruma bildirmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 23. maddesi gereği kusursuz sorumlu olduğu, buna göre Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesi hükmü gözetilerek, takdir edilecek uygun bir indirimin yapılarak davalı işveren hakkında hakkaniyet indirimi uygulanıp zararın en fazla %50’sine kadar sorumlu olabileceğinin dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilmesine karşın, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yeniden kusur raporu alınması ve buna göre karar verilmesi isabetsizdir.
Diğer taraftan dosya kapsamına göre sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin 5510 sayılı Yasanın 54/c. maddesi uyarınca yarıya indirildiği anlaşılmıştır. Anılan madde; ""(Değişik: 17/4/2008-5754/34 md.) malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır."" düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuen isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 5510 sayılı Yasa’nın 54. madde uyarınca indirildiği anlaşılmakta olup, davacı kurumdan gelir ve aylıklardan hangisinin yarıya indirip hangisinin tam ödendiğinin sorularak, davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı; gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. madde uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının da yarısının eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ne iadesine, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.