18. Ceza Dairesi Esas No: 2019/6282 Karar No: 2019/12699 Karar Tarihi: 23.09.2019
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/6282 Esas 2019/12699 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Görevi yapmamak için direnme suçundan sanık hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiş, ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından verilen kararla, sanığın savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararının bozulması kararlaştırılmıştır. Ancak, kanun yararına bozma talebinin reddedilmesi gerektiği kararına varılmıştır. Kararda, kanun yararına bozma yolunun yalnızca kesinleşen karar veya hükümlere karşı kullanılabileceği, bu durumda hukuka aykırılıkların giderilmesi için başka bir kanun yolunun mümkün olduğu veya yargılama makamlarının asıl ceza davasına devam ettikleri durumlarda başvurulamayacağı belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 265/1, 265/3 ve 62. maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi.
18. Ceza Dairesi 2019/6282 E. , 2019/12699 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1, 265/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2013 tarihli ve 2013/320 esas, 2013/802 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2018 tarihli ve 2018/2751 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, diğer sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet kararlarına karşı temyiz talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 20/11/2018 tarihli ve 2017/4288 esas, 2018/13038 karar sayılı ilâmı ile "...15/07/2013 tarihli celsede duruşma tarihinin 23/10/2013 tarihine bırakılmış olmasına rağmen sanığa yeni duruşma günü bildirilmeksizin 30/09/2013 tarihinde duruşma açılması suretiyle sanığın yokluğunda karar verilerek savunma hakkının kısıtlanması..." gerekçesiyle mahallî mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, aynı yargılamada sanık olan ... yönünden görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen kararda da duruşma gününün değiştirildiği konusunda herhangi bir tutanak tutulmadan ve yeni duruşma günü sanığa bildirilmeden 15/07/2013 tarihli celsede 23/10/2013 günü duruşmanın yapılacağı belirtildiği halde bir sonraki duruşmanın 30/09/2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla; merciince, sanığın savunma hakkının kısıtlanması sebebiyle itirazın kabûlüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilmektedir. I- Hukuksal Değerlendirme: İnceleme yerinin Yargıtay olması ve kesinleşmiş kararlara yönelik bulunması nedeniyle olağanüstü temyiz de denilen kanun yararına bozma, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/11/2005 tarih ve 132-128 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, sadece karar veya hükmün verildiği zamanda yürürlükte bulunan usul veya maddi ceza hukukuna aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olarak başvurulabilen olağanüstü bir kanun yoludur. Hukuka aykırılığın giderilmesi için başka bir kanun yolunun mümkün olduğu veya yargılama makamlarının asıl ceza davasına devam ettikleri durumlarda bu kanun yoluna başvurulamayacaktır. CMK’nın 309. maddesine göre kanun yararına bozma yoluna, yalnızca hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı gidilebilir. Hükmün lehe bozulması halinde, bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan sanıklara da uygulanmasının mümkün olması halinde, 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi uyarınca sirayet yoluyla hükmün bozulmasından istifade ettirilmesi gerekir. Somut olay bakımından; Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ... ve diğer sanık ... hakkında Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2013 tarihli, 2013/320 esas, 2013/802 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararının sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 20/11/2018 tarihli, 2017/4288 esas, 2018/13038 sayılı kararı ile savunma hakkının kısıtlanması nedeni ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, Mahkemenin sanık ... hakkındaki dosyayı yeniden ele alıp duruşma açarak bozmayı hükümlüye sirayet ettirerek bir karar vermesi gerekeceği, kanuni bir zorunluluk olan sirayetin Yargıtay bozma ilamında işaret edilmemesinin de sonuca etkili olmayacağı gözetildiğinde kanun yararına bozma talebine konu edilen hukuki sorunun ilk derece mahkemesinden talep edilecek bozmanın hükümlüye sirayeti sağlanarak çözülmesi mümkün iken olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmaya başvurulamayacağı anlaşılmaktadır. II- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 23/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.