Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/1937 Esas 2019/5105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1937
Karar No: 2019/5105
Karar Tarihi: 11.07.2019

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/1937 Esas 2019/5105 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkemenin kararı şöyle: Sanık, uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkûm edilmiş ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle infazı devam etmekte. Ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin çıkarılan tebligat usulüne uygun olmadığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulmuştur. Bu sebeplerle karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 191. maddesi, 5. fıkrası: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan kişilere dava devam edilerek hüküm verilir.
- Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi: Tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerekmektedir.
- Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi: Tebligatın yapılamaması durumunda adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılmalıdır.
10. Ceza Dairesi         2018/1937 E.  ,  2019/5105 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : . Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin Elazığ Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından çıkarılan davetiyenin sanığın savunmasında belirttiği "Kuşçu Köyü Karakoçan/Elazığ" adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın “muhatap tanınmadığından” iade edildiği, iade üzerine dosyanın Kadıköy Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğüne gönderilerek yine sanığın savunmasında belirttiği "..., .... Cad. No:..., .../İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın “muhatap taşındığından” iade edildiği davetiyenin bu kez aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre 26.08.2009 günü tebliğ edildiği ancak 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına göre bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek aynı Kanunun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına uygun olarak adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılması gerektiği, bu itibarla sanığın adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması,
    2- TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden;
    Duruşma günü için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebliğ edilmeden ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 11/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.