Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/922 Esas 2017/8332 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/922
Karar No: 2017/8332
Karar Tarihi: 14.12.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/922 Esas 2017/8332 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/922 E.  ,  2017/8332 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/07/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalının davranışının kınanmasına ve davacıya yönelik özür beyanında bulunmasına dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalının davranışının kınanmasına ve davacıya yönelik özür beyanında bulunmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının kendisine hakaret ettiğini, ceza yargılaması sonunda davalının suçlamaları kabul etmemekle birlikte hakaret suçundan cezalandırıldığını belirterek olay nedeni ile oluşan manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının davacıya karşı gerçekleştirdiği haksız fiilin aynı zamanda davacının kişilik haklarını ihlal ettiği, manevi huzurunun kaçtığı ve üzüldüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi uyarınca da, Hakim manevi tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.
    Somut olayda, 13/06/2014 tarihinde davacı taraf davalının hakaret içerikli sözlerine maruz kalmıştır. Mahkemece, Türk Borçlar Kanunu 58. maddesinde karşılığını bulan yasal düzenleme uyarınca takdir hakkı kullanılarak manevi tazminat yerine davacının kişilik haklarını zedeleyen olay sebebiyle davalının kınanmasına ve kararın ilanına karar verilmiş ise
    de, verilen kınama ve ilan kararı olayın oluş şekli, kusur durumu, meydana gelen zarar, tarafların konumu da dikkate alındığında davalının eylemi karşısında orantısız olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, açıklanan hususlar ile davacının talebi nazara alınarak somut olayın niteliği de gözetilerek davalı eylemiyle orantılı bir tazminat kararı vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.