4. Hukuk Dairesi 2016/2758 E. , 2017/8375 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Bakanlığını temsilen ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 24/07/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Kanun uyarınca rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı polis memuru ...’ın 14/12/2009 tarihinde görevli diğer polis memuru arkadaşları ile birlikte terör örgütüne destek veren bir gruba müdahale ettiği sırada, karşıdan taş atılması sonucu yaralandığını, davalılar hakkında açılan kamu davasında davalıların üzerlerine atılı bulunan suçlardan cezalandırıldıklarını belirterek, davalıların haksız eylemi ile yaralanan dava dışı kamu görevlisine 2330 sayılı Kanun gereğince ödediği tazminatın rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılardan ... ve ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davacının uğramış olduğu zarara davalıların haksız eylemlerinin neden olduğunun ceza davasıyla sabit görüldüğü, bu nedenle davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ceza dosyasının incelenmesinde; ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/04/2010 tarih ve 2010/75 esas, 2010/262 sayılı kararıyla, temyiz eden davalı ...’ün de içinde bulunduğu 4 sanığın kanuna aykırı gösteri yürüşüne katılma şeklindeki eylemleri nedeniyle 2911 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesince sanıklara yüklenen suçun hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kalması nedeniyle bozulduğu, aynı mahkemenin 11/10/2013 tarih ve 2013/82 esas, 2013/311 sayılı kararıyla anılan yasal düzenleme nedeniyle bozmaya uyularak sanıklar hakkında devam eden kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
27/10/2011 tarihli Nakdi Tazminat Komisyon Kararının incelenmesinde; dava dışı polis memuru ...’ın, gösteri yürüyüşü yapan terör örgütü sempatizanlarına müdahale edildiği sırada, atılan taşın isabet etmesi neticesinde yaralanması nedeniyle tazminat ödenmesine karar verildiği, 14/12/2009 tarihli Olay Tutanağında olaylar esnasında
taş atılması sonucu polis memuru ...’ın yaralandığı, aynı tarihli Yakalama Tutanağında da 3-4 kişilik bir grubun taş atarak kaçmaya çalıştığı sırada atılan taşlardan anılan polis memurunun yaralandığı tutanağa bağlanmış, ancak kim yada kimler tarafından yaralandığı yönünde bir tespit yapılamamıştır.
Somut olayda, ceza dosyasında davalı ...’ün dava dışı polis memuruna karşı taş atmak suretiyle yaralamaya yönelik bir haksız eyleminin bulunduğuna dair bir delil bulunmadığı, yaralama eylemi nedeniyle hakkında bir ceza soruşturması ve kovuşturması da yapılmadığı, dolayısıyla temyiz eden davalı ... tarafından yaralama eyleminin gerçekleştirildiği hususunun sübut bulmadığı anlaşılmaktadır.
Şu halde mahkemece yukarıda açıklanan olgular gözetilerek, temyiz eden davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ile tazminatla sorumlu tutulmuş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.