16. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1286 Karar No: 2020/4650 Karar Tarihi: 30.09.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1286 Esas 2020/4650 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme 2020/1286 E. ve 2020/4650 K. sayılı dosyada silahlı terör örgütüne üye olan sanık hakkında hüküm vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hüküm temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından incelenmiştir. Yargıtay, usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı sonucuna varmıştır. Ancak, sanık hakkında verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi yerine, 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin de uygulama maddesi olarak gösterilmesi yasa dışı olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple hüküm BOZULMUŞTUR ve 5275 sayılı yasanın 108/4. maddesi gereğince ibaresi hükümden çıkartılmıştır. Kararda, TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 63, 58/9, 5275 sayılı Kanunun 108/4 maddelerinin de bahsedildiği belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi 2020/1286 E. , 2020/4650 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 63, 58/9, 5275 sayılı Kanunun 108/4 maddeleri gereği kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE, Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak; Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin de uygulama maddesi olarak gösterilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303/1-c. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün 8. bendinden “5275 sayılı yasanın 108/4.maddesi gereğince” ibaresinin çıkarılmasına, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.