Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18779 Esas 2019/8984 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18779
Karar No: 2019/8984
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18779 Esas 2019/8984 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/18779 E.  ,  2019/8984 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 05.11.2011 tarihinde, davalıların sürücü/maliki ve trafik sigortacısı bulundukları araçla, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın çarpışması sonucu, davacının yaralandığını ve sakatlandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı için 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın (sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak kaydı ile) davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, maddi tazminat talebini ıslah etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 100.764,95 TL tazminatın (davalı ...Ş"nin poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalı ..."dan 24/11/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalı ..."tan kaza tarihi olan 05/11/2011"den itibaren yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/11/2011"den itibaren yasal faiziyle davalı ..."tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından manevi tazminat yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, davacının maluliyet oranı ile yolcu konumunda olup kusurunun bulunmayışı, olayın meydana geliş şekli gibi hususlar da dikkate alındığında, davacı için takdir edilen manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.