Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11939 Esas 2020/5054 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11939
Karar No: 2020/5054
Karar Tarihi: 14.10.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11939 Esas 2020/5054 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 01.11.2018 tarihli kararında, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyeti ve istinaf başvurusunun esastan reddi hüküm altına alınmıştır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün temyizi sonucunda, sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı ve takdirde reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, çekişmeli yargılamada hükümden önce son sözün sanığa veya müdafisine verilmesi gerektiğine dair bir düzenleme ihlali olduğu belirtilmiş ve hüküm bozulmuştur. Verilen ceza miktarı ve tutukluluk süresi dikkate alınarak, sanık ve müdafiinin tahliye talebi reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 ve CMK'nın 299/1, 5271 sayılı Kanunun 216/3, 304 maddeleri belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2019/11939 E.  ,  2020/5054 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2018 tarih ve 2017/215 - 2018/177 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanığın duruşmalı inceleme talebinin İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Çekişmeli yargılamanın gereği olarak, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa, sanık yoksa müdafiine verilmesi gerekirken, sanığa son sözü sorulmadan yargılamaya son verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine muhalefet edilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık ve müdafiinin tahliye talebinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.