7. Hukuk Dairesi 2013/18105 E. , 2014/1199 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 11/04/2013
Numarası : 2012/152-2013/196
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının 01/11/1986 tarihinde davalıya ait işyerinde torna ustası olarak çalışmaya başladığını SSK"ya bildirimin 1994 yılında yapıldığını, 16/05/2007 tarihinde imalat sırasında "bilinçli olarak telafisi mümkün olmayan zarar verdiği" iddiası ile hizmet akdinin 22/05/2007 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, işverenin gösterdiği fesih sebebiyle bağlı olduğunu, olayın gerek mahkeme kanalı ile yapılan bilirkişi incelemesinde, gerekse B.Çalışma müfettişinin araştırması sonunda bahse konu zararın "zarar verme kastına" dayalı bir eylem olmadığının ortaya çıktığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ve fazla mesai ücretinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının bilinçli olmak düzeyinde ağır ihmali ile yaptığı yanlış ve hatalı üretim sonucunda, müvekkili şirketi telafisi mümkün olmayacak şekilde yaklaşık 60.000,00 TL miktarında zarara uğratması sonucu iş akdinin İş Kanununun 25/I maddesi uyarınca feshedildiğini davalı işverenden herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında kıdem süresi ve işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı, davacının 13.06.1994 tarihinden itibaren çalıştığını ve çalışmalarının da kesintili olduğunu bilirkişi raporuna itirazında ve duruşmalarda dile getirmiştir. Yapılan yargılama sırasında davacı tanıkları davacının 1986 yılından beri işyerinde çalıştığını, davalı tanığı Y.. K.. ise davacı ile 1990 yılından beri birlikte çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Mahkemece davalının iş akdinin başlangıç tarihinin 13.06.1994 yılı olduğuna dair beyanına itibar edilmemiş olması isabetlidir.
Davacı 01.11.1986 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını iddia ederek dava açmış 18.10.1971 doğumlu olan davacının işe başladığı tarihte henüz 15 yaşında olduğu, fesih tarihi de dikkate alındığında askerlik koşulları içinde bulunan davacının askerlik yapıp yapmadığı, yapmış ise hangi tarihler arasında yaptığı Askerlik Şubesinden sorularak sonucuna göre çalışma süresinin kesintisiz olup olmadığının değerlendirilmesi ve gerekirse ek rapor aldırılarak davacının hizmet süresi belirlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Kimi zaman çalışma yaşamında çeşitli sebeplerle, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçete alınan ücretle örtüşmediği görülmektedir. Bu durumda kabule konu edilecek alacak kalemlerinin belirlenmesi bekımından gerçek ücretin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin çalıştığı süre, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve benzer işi yapan işçilere ödenen ücretler gibi hususlar gözönünde tutulduğunda işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınmalı ve ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği halde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Davacı dava dilekçesinde 800.00 TL ücret aldığını iddia ile işverenden kredi başvurusunda bulunmak için aldığı belgeyi ibraz etmişse de cevap dilekçesinde ve tanık beyanlarında davacının aylık ücretinin ne olduğu belirtilmemiştir. Mahkeme ücret araştırması da yapmıştır. Ancak dava dosyasında bulunan davacının 25.05.2007 tarihinde BÇM ye yaptığı şikayet başvurusunda aylık ücretinin 750,00 TL olduğunu belirtmiş olmakla davacı resmi makama verdiği beyanıyla bağlıdır. Hesaplamaların bu ücret miktarı dikkate alınarak yapılması gerekir.
Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.