Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23185 Esas 2017/8397 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/23185
Karar No: 2017/8397
Karar Tarihi: 21.09.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23185 Esas 2017/8397 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/23185 E.  ,  2017/8397 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı ile imzalanan devre tatil sözleşmesi gereğince üyelik aidat bedellerinin ödenmediğini, tahsili için yapılna takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %20 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın İİK"nun 67. Maddesi gereğince 1 yıllık süre içinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının davalı aleyhine 11.10.2012 tarihinde yapılan icra takibi nedeni ile düzenlenen ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine 2.5.2013 tarihinde takibe itiraz edildiği ve bu itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Yine, İİK. 67/1 maddesi "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre sukutu hak süresidir. Ne var ki, bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlıyacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süresi olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Davacının yaptığı icra takibine itiraz edildiğini öğrenmesi de itirazın içeriğini tam olarak öğrendiğini göstermez. Bu nedenle 1 yıllık bu süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.
    Somut olayda, davalı borçlunun itirazı davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü süre başlamamıştır. Bu nedenle işin esasının incelenmesi gerektiği halde , mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasala aykırı olup bozma nedenidir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.