1. Ceza Dairesi 2016/4168 E. , 2017/2182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : TCK.nun 81, 53, 63. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."ın, mağdur..."ya yönelik eyleminin sübutu kabul, cezayı azaltıcı bir neden bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olay günü mağdur ile karşılaşan sanığın hiç bir şey söylemeden birisi sırt trokal bölgede basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, diğeri 8. trokal vertebra hizasında solda troksa nafiz ve yaşamsal tehlike oluşturacak şekilde olmak üzere 2 bıçak darbesiyle yaraladığı anlaşılan olayda,
1- Mağdurdaki yaralanmanın niteliği, sanığın engel bir durum bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son verdiği dikkate alındığında, sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğini gösterir, her türlü şüpheden uzak yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla, hakkında 5237 sayılı TCK"nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d maddeleri uyarınca kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek kasten öldürme suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,
2- Sanığın, boşanmadan önce eşi ile mağdurun ilişkisi olduğundan bahisle eylemi gerçekleştirdiğine yönelik savunması ve mağdurun da bunu destekler mahiyetteki beyanı karşısında, sanığın boşanma davasına ilişkin dosyasının getirtilmesinden ve eski eşi olan ..."ın, tanık olarak dinlenmesinden sonra hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uyugulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi kapsamında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde tahsiline karar verilmesi,
5- Kabule göre de, teşebbüs nedeniyle yapılan indirim sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.