17. Ceza Dairesi Esas No: 2018/7155 Karar No: 2019/8921 Karar Tarihi: 12.06.2019
Hırsızlık - iş yeri dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/7155 Esas 2019/8921 Karar Sayılı İlamı
Özet:
17. Ceza Dairesi tarafından verilen bir mahkeme kararı incelenmiştir. Bu kararda sanık hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyet kararı verildiği belirtilmiştir. Mahkeme, sanık hakkında mala zarar verme suçundan mahallinde zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması mümkün olduğunu belirtmiştir. İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçunda, suç adının konut dokunulmazlığının ihlali olarak yanlış yazıldığı ve uygulama maddesinin TCK 116/1 yerine 116/2 olarak yazıldığı belirtilmiştir. Ancak bu hatalar yazım hatası olarak kabul edilerek Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak verdiği iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği belirtilerek mahkeme kararı onanmıştır. Hırsızlık suçuyla ilgili ise mahkemede hukuka uygun bir yargılama yapıldığı belirtilmiştir. Ancak sanığın iş yerinden haksız şekilde ele geçirdiği yedek anahtar ile müştekinin aracını ve işyerinden diğer eşyaları çalması şeklindeki eylemi TCK'nın 142/2-d maddesi uyarınca suç oluşturduğuna dikkat çekilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme kararında geçen kan
17. Ceza Dairesi 2018/7155 E. , 2019/8921 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık hakkında mala zarar verme suçundan mahallinde zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık hakkında, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde, suç adının konut dokunulmazlığının ihlali olarak yanlış yazılması ve uygulama maddesinin TCK 116/1 yerine 116/2 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edildiğinden; Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine,toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre,sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle,usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın, müştekinin iş yerinden haksız şekilde ele geçirdiği yedek anahtar ile müştekinin aracını ve işyerinden diğer eşyaları çalması şeklindeki eyleminin TCK"nun 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, vasıfta hataya düşülerek aynı Kanun"un 142/1-b maddesi uyarınca hüküm kurulması, 2-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 12.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.