22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/25243 Karar No: 2019/20858 Karar Tarihi: 12.11.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/25243 Esas 2019/20858 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/25243 E. , 2019/20858 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini, fesih sırasında kıdem ve yıllık izin alacağına mahsuben ödeme yapıldığını belirterek bakiye kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunarak davacının işvereni ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında ıslaha karşı ile sürülen zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre,kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.Somut olayda davacının dava dilekçesi incelendiğinde konu ve sonuç bölümü dikkate alındığında davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; dava dilekçesindeki açıklamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı gerekçesiyle hatalı olarak dava belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılmış ise de davacı hükmü temyiz etmediğinden hükmü temyiz eden taraf için kazanılmış haklar da gözetilerek; davacı vekilinin ıslah talebine karşı, davalı vekili süresinde zamanaşımı defini ileri sürdüğünden davalının, ıslaha karşı vaki zamanaşımı definin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Bu nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.