17. Hukuk Dairesi 2016/6400 E. , 2019/1911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 19/10/2011 tarihinde davalı ..."nun sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobil ile seyri esnasında müvekkillerinin murisi ..."e çarparak ölümüne sebep olduğunu, müvekkillerinin babası olan ..."un kazadan sonra 27/10/2011 tarihinde vefat ettiğini, davalı hakkında kamu davası açıldığını, bu davada cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkillerinin babalarının ölümü nedeni ile büyük bir acı ve üzüntü duyduklarını, müvekkillerinin babaları ile ilişkisinin alışıldık aile ilişkisinin çok ötesinde aşırı bir ilişki olduğunu, murisin yaşlı olmasına rağmen dinç olduğunu, müvekkillerinin sürekli babalarının manevi desteği ile mutlu bir yaşam sürerlerken birden bire babasız kaldıklarını beyanla, müteveffa ..."in ölümü nedeni ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... , ..., ... ve ... için 12.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 96.000,00 YL tazminatın 27/10/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının davasının kısmen kabulü ile davacıların her biri için 500,00"er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve manevi tazminat talep edenlerin murise yakınlıkları da göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kazada babalarını kaybeden davacılar için takdir olunan manevi tazminatların bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile manevi tazminata dair hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.