18. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8827 Karar No: 2016/11688 Karar Tarihi: 25.10.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/8827 Esas 2016/11688 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 41.814,98 TL borcun 19.430,00 TL’sinden borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Birleşen dava dilekçesinde ise davacının borçlu olmadığı miktar belirlenmiş ve davacının istenen borcun 19.430,00 TL’sinden borçlu olmadığının tespiti istenmiştir. Mahkeme, davacının borçlu olmadığı miktarı belirleyip, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar vermiştir. Ancak, borcun belirlenmesinde yürürlüğe giren yasalar ve yönetmelik değişikliği hükümlerinin dikkate alınması gerektiği ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin haklılık oranlarına göre tespit edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, mahkemenin hükmü bozulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 6000 sayılı Kanun, 6318 sayılı Kanun, 926 sayılı Kanun ve “... Tespitine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik\".
18. Hukuk Dairesi 2016/8827 E. , 2016/11688 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVALI : ... Vek.Av.... ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : ... Vek.Av....
Dava ve ıslah dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 41.814,98 TL borcun 19.430,00 TL"sinden davacı ..."in borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava dilekçesinde ise borcun tamamından davacı ..."in borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ..."in ..."nden mezun olduktan sonra tabip subay olarak görev yapmakta iken 12.05.2011 tarihinde ... çıkarıldığını, davalı kurumca faiz hariç 41.814,98 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmesi talep edilen 41.814,98 TL borcun şimdilik 17.430,00 TL"sinden davacının borçlu olmadığının tespitini istemiş; birleşen dava dilekçesinde ise, davacı ..."in ..."in... kaydı sırasında alınan kefalet senedini imzaladığını, ..."in subaylıktan çıkarılması nedeniyle davacı ... adına faiz hariç 41.814,98 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek bu borcun tamamından davacının borçlu olmadığının tespitini istemiş, ikinci birleşen dosyada davacı ..."in tahakkuk ettirilen 41.814,98 TL"nin 9.262,19 TL"sinden borçlu olmadığının tespitini istemiş; mahkemece alınan bilirkişi raporunda yargılama öncesinde yürürlüğe giren "6000 sayılı ...Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile yargılama sırasında yürürlüğe giren "6318 sayılı Askerlik Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 47. maddesiyle 926 sayılı ... Kanunu’nun 112. maddesinin 1. fıkrasında yapılan ...
değişiklik ile 09.11.2013 tarih ve 28816 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan "... Tespitine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesi uyarınca davacı ..."in borçlu olmadığı miktar belirlenmiş, davacılar vekili tarafından verilen 02.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı ..."in istenen borcun 19.430,00 TL’sinden borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davalının borçlu olduğu miktar, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar ve yönetmelik değişikliği hükümlerine göre belirlenmiş olup, taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin, dava tarihindeki haklılık oranlarına göre tespiti gerektiğinden; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6318 sayılı Kanun ile 09.11.2013 tarihli yönetmelik değişikliği yürürlüğe girmemiş olsaydı red ve kabul edilecek miktarların bilirkişiye hesap ettirilip bunlar üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.