Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/13190 Esas 2017/5741 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13190
Karar No: 2017/5741
Karar Tarihi: 11.10.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/13190 Esas 2017/5741 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/13190 E.  ,  2017/5741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, yalan tanıklık eyleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı; davalının annesi ile evli olup, aralarında derdest boşanma davası olduğunu, bu davada davalının, aleyhine yalan tanıklıkta bulunduğunu, şikayeti üzerine davalının, ceza mahkemesinde yapılan yargılamasında yalan tanıklık suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının boşanma davasında verdiği yalan tanık beyanının hükme esas alınması halinde maddi yönden zarara uğrayacağını, ayrıca davalının yalan tanıklık yaparak haksız fiil gerçekleştirdiğini bu nedenle manevi olarak da yıprandığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 100 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının boşanma davasında tazminat yönünden zarar görmediği, çünkü boşanma davasında davacının tazminat taleplerinin kusur durumu göz önüne alınarak reddedildiği, boşanma kararının gerekçesinde davacının tam kusurlu kabul edilmesinin nedeninin sadece davalının tanık beyanları olmayıp telefon kayıtlarının da delil olarak gösterildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesinde "(1)Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. (2)Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz." düzenlemesi yer almaktadır.
    Dosya kapsamından; davalı hakkında davaya konu olay nedeniyle ceza davası açıldığı, ... 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/339 esas, 2014/273 karar sayılı ilamı ile davalının üzerine atılı yalan tanıklık suçundan sonuç olarak 6.000,00 TL adli para cezası
    ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın halen Yargıtay"da temyiz incelemesinde olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi gereğince ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenilmeli ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.