11. Ceza Dairesi 2016/4705 E. , 2018/2321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13.02.2012 tarih ve 2012/1326 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında vergi suçu raporu ve ekleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun mütalaasına uygun olarak “2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan da dava açıldığı, ancak bu suçtan hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu suçtan Mahkeme tarafından ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan açılan kamu davasında, sanıkların suçlamaları kabul etmemeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından;
a) Sanıkların kullanmış olduğu faturaları düzenleyen şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairelerinden sorulması, yapılmış ise vergi inceleme raporlarının dosya arasına alınması, mal ve hizmet alımında bulunduğu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi,
b) Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, gerektiğinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de tanık sıfatıyla dinlenerek, suça konu faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak düzenledikleri ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
d) Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı Kanunun 10 ve 333. maddelerinde düzenlenmiş ve aynı Kanunun 359 ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiileri işleyenler hakkında hükmolunacağı belirtildiği, tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemişse sorumluluk, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu, bu kapsamda, sanıkların sorumluluğu ve suça ne şekilde katıldıkları belirlenmesi,
Toplanan tüm deliller değerlendirilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edilen sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
b) )Sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin talebine rağmen TCK"nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının CMK’nın 326/son maddesi gereğince saklı tutulmasına,19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.