13. Hukuk Dairesi 2016/13142 E. , 2017/4344 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan 1078 nolu parselde inşaa ettikleri dubleks villayı 1.5.2006 tarihli sözleşme ile satın aldığını, 3.6.2010 tarihinde tapu devrinin verildiğini ancak inşaatın tamamlanıp teslim edilmediğini ileri sürerek, sözleşme ile kararlaştırılan teslim süresinden itibaren kira kaybı bedeli sözleşmede belirtilen hisseden daha az tutarda tapu devri verildiğinden eksik metrekare arsa bedeli karşılığı toplamı 50.000 TL. maddi ve 20.000 TL. manevi tazminatın ticari faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece,kira kaybı alacağı 47.487,56 TL. ile eksik teslim edilen arsa bedeli 64.712 TL. toplam 112.119,56 TL"nin 1.7.2007 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılar ... Ltd şirketi ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, kira kaybı zararı ile birlikte davalılardan satın alınan villanın taahhüt edilen metrekareden daha az metrakere üzerine inşaa edildiğinden uğradığı zararın talebine ilişkin olup, satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13. HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle taahüt edilen metrekaresi gözetilerek rayiç değeri ile, mevcut hali ile (eksik metrekareli) rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu dairenin, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu yöntemle belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Mahkemece, toplam alacağa taşınmazın teslim edelmesi gereken tarih olan 1.7.2007 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K.’nun 101.maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Dava konusu olayda davacının, davalı tarafı dava tarihten önce temerrüde düşüren ihtarı söz konusu olmadığı halde mahkemece hükmedilen meblağa dava tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken önceki dönem faizine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent gereğince temyiz edilen kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.915,20 TL harcın istek halinde davalı Bienko Tic. Ltd. Şti."ye, 1.915,05 TL harcın davalı ..."e iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.