7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14784 Karar No: 2015/11437 Karar Tarihi: 08.06.2015
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/14784 Esas 2015/11437 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirkette çalışan ve iş sözleşmesini evlilik nedeniyle fesheden davacı, kıdem tazminatı ve işçilik alacakları talebinde bulunmuştur. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay'ın bozma kararı sonrası mahkeme tarafından hazırlanan ek hesap raporunda ve hüküm fıkrasında çelişki olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle karar bozulmuştur. Hukuki sebeplerin kararda gösterilmesi gereklidir ve kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki olmamalıdır. Yargılama sırasında kanunlar doğru bir şekilde uygulanmalıdır. Kanun maddeleri: Anayasa'nın 141. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi, 1475 sayılı Yasa ve 4857 sayılı Kanun'un 71. maddesi.
7. Hukuk Dairesi 2015/14784 E. , 2015/11437 K.
"İçtihat Metni"
İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili müvekkilinin davalı şirkette çalışırken iş sözleşmesini evlilik nedeni ile feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davalı vekilinin temyizi bakımından Dairemizin 26.02.2014 tarihli ilamı ile “...Davacı 08.03.1996 tarihinde işe girdiğini, iddia etmiş, bu husus davacı tanıkları tarafından doğrulanmıştır. Ancak davacının 01.09.1984 doğumlu olduğu dikkate alındığında bu iddia ettiği tarihte yaşı 12’nin altındadır. Dolayısı ile bu tarihteki çalışması o dönemde yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasa kapsamında bir çalışma olarak kabul edilemez. Davacı o dönemde olsa olsa çırak olarak çalıştırılmıştır. 4857 sayılı Kanunun 71. maddesi uyarınca 14 yaşını tamamladığı tarihten itibaren işçi olarak çalıştığı kabul edilip davacının hak ettiği işçilik alacaklarının buna göre hesaplanması gerekirken tüm süre üzerinden işçilik alacaklarının kabulü hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap raporu aldıktan sonra davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Somut olayda, mahkemenin hükme esas aldığı bozma sonrası hazırlanan ek hesap raporunda davacının 01.09.1998-14.07.2010 tarihleri arasında çalıştığı hizmet süresinin 11 yıl 10 ay 13 gün, kullanmadığı yıllık izin süresinin 78 gün olduğu tespiti yapılıp buna göre 15.083,12 TL net kıdem tazminatı, 2.053,99 TL yıllık izin ücreti hesap edildiği, mahkemece bu miktarlar hüküm altına alındığı halde, kararın gerekçe kısmında aynen “... davacının 08/03/1996 - 14/03/2010 tarihleri arasında 14 yıl 4 ay 6 gün hizmet süresinin bulunduğu, davacının sunulan yıllık izin kullanımına ilişkan kayıtlar incelendiğinde 130 gün yıllık izin ücret alacağının bulunduğunun anlaşıldığı” şeklinde yazılarak hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılması hükmün temyiz incelemesinin yapılmasına engel olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. Yapılacak iş; Bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar vermektir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerler BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.