12. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/20638 Karar No: 2008/17588 Karar Tarihi: 16.10.2008
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/20638 Esas 2008/17588 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2008/20638 E. , 2008/17588 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Reyhanlı İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/02/2008 NUMARASI : 2007/48-2008/8
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Müşterek borçlu ve müteselsil kefil şerhini taşıyan kredi sözleşmesinde esas kredi borçlusunun M.D. olup adı geçenin aynı zamanda ipotek borçlusu konumunda olduğu diğer borçlular S. Ş. H. K. ve F. H.’ın da bu sözleşmeyi ayrı ayrı imzaladıkları her ne kadar sözleşmede ipotek borçlusu olarak gösterilmişlerse de sözü edilen ipotek akit tablosunda böyle bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı kredi borçlusu ve aynı zamanda ipotek borçlusu olan M.D. hakkında ayrı takip yapmış, ilgili sözleşmedeki müşterek borçlu ve müteselsil kefiller hakkında da ayrı takipte bulunmuştur. İİK. 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup alacağı rehin ile temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. İİK.nun 45. maddesinde borçlu için konulmuş bulunan bu kural kefiller hakkında uygulanamaz. B.K. 487. madde ise (kefil borçlu ile birlikte müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu bilgi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakte tahvil ettirmeden evvel kefiller aleyhine takibat icra edebilir.) denmektedir. Kaldı ki olayımızda alacaklı asıl borçluya da müracaat etmiştir. B.K.nun açıklanan hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil yazılmasına göre şikayetçiler hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. (HGK.nun 14.10.1972 tarih 215/841 sayılı kararı –Prof. Dr. Baki Kuru, icra ve iflas hukuku cilt: 3 sayfa : 2395) O halde borçlular vekilinin bu yöne ilişkin şikayetinin reddi ile diğer şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.