19. Hukuk Dairesi 2016/13436 E. , 2017/8157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya ait kredi kartını kullandığını, bu kredi kartı ile müvekkilinin bilgisi dışında 3. kişiler tarafından internet üzerinden alışveriş yapıldığını, kredi kartından 6.483,00 TL’lik işlem yapıldığını, bu durumun bankanın ağır kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek haksız yere ödenen 6.483,00 TL’nin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankaya izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalı bankaya söz konusu harcamaların bilgisi dışında yapıldığının bildirildiği, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, bu şekilde davacının üzerine düşen bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği, ancak davalı bankanın farklı numaralar için üst üste bu kadar fazla kontör yükleme işleminin yapıldığını tespit edebileceği halde bu konuda gerekli özeni göstermediği, internet aracılığı ile yapılan işlemlerde 3 boyutlu güvenlik sistemi gereği kart hamilinin cep telefonuna kısa mesaj ile bildirimde bulunması gerekirken bulunmadığı, davacının kredi kartından bilgisi dışında 5.111,16 TL harcandığı gerekçesiyle bu miktarın bankaya bildirim tarihi olan 19.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
(1)5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL’dir.
Davacı vekili tarafından temyize konu edilen miktarın 1.371,84 TL olması nedeniyle 04.02.2014 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
(2) Davalı vekilinin temyizine gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli inceleme ve araştırmayı içermemektedir. Bu sebeple mahkemece davacının talebine dayanak kredi kartından harcamaların ne şekilde yapıldığını ve süreci ayrıntılı bir şekilde değerlendiren, banka kayıtlarını yerinde inceleyen, sözleşme hükümlerini irdeleyen, tarafların olayın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadıklarını belirleyen aralarında elektronik-elektronik mühendisinin de bulunduğu bir bilirkişi kurulundan ayrıntılı bir rapor alınarak, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.