19. Ceza Dairesi 2019/8040 E. , 2021/2686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, Nakil Aracının Müsaderesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- 06/06/2013 tarihli tutanakta yol emniyet ve kontrol noktasında durdurulan... plakalı aracın alt kasa kısmının ve bagaj altının gözle görülür bir şekilde orjinalinden farklı bir yapıya sahip olması sebebiyle, aracın karakol içine alındığı ve durumla ilgili Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği belirtilmesine rağmen, usulüne uygun bir adli arama kararı olmaksızın, dosya içerisinde aslı veya onaylı örneği de bulunmayan Sulh Ceza Mahkemesinin önleme araması kararına dayanılarak sanığa ait araçta yapılan arama neticesinde ele geçirilen delillerle, sanık hakkında kamu davası açılmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmiş ise de; suç şüphesi üzerine aranan sanığın aracı ile ilgili mahkemece verilmiş usulüne uygun bir adli arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcısı tarafından verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emrinin de bulunmaması ve sanığın mahkeme huzurunda, yüklenen suçu işlediğine ilişkin herhangi bir ikrarının bulunmaması karşısında, sanığa ait araçta yapılan arama hukuka aykırı olup, ele geçen delillerin yasak delil niteliğinde olduğu, Anayasa"nın 38/2, 5271 sayılı CMK"nin 206/2-a, 217/2, 230/1 maddelerine göre hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanığın lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
2- Sanık hakkında eylemine uyan 5607 sayılı Kanun’un 6455 sayılı Kanun’la değişik 3/11. maddesi yerine 3/10. maddesinden hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.