14. Hukuk Dairesi 2018/5804 E. , 2019/4900 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.09.2018 gün ve 2016/2001 Esas, 2018/5856 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 351 parsel sayılı taşınmazına komşu davalının tarlasının yanından geçen su arkını kapatarak suyun geçmesini engellediğini, kendi arazisine yönlendirdiğini ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili 02.10.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle elatmanın önlenmesi talebinin yanı sıra ürünlerinin sulanmaması nedeniyle uğradığı 11.398,50 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ürün zararından ötürü oluşan 1.139,59TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline (fazlaya ilişkin istemin reddine) karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiş; karar, Dairemizce onanmış, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83 ve devamı maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176 vd. maddelerine göre ıslah, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olup, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. Öğretide ve Yargıtay uygulamasında ıslah yoluyla davanın değiştirilebileceği ve genişletilebileceği, aynı şekilde savunmanın da genişletilebileceği ilke olarak kabul edilmektedir. Islahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır (HGK 29.06.2011 gün, 2011/1-364-453 E-K; HGK, 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E, 2017/265 K).
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, davalının su arkına elatmasının önlenmesini talep etmiş, uğradığı zararın tazmini bakımından bir istekte bulunmamıştır.
6100 sayılı, HMK"nin 179. maddesi ile müddeabihin artırılması olanaklı hale getirilmiş ise de "dava edilmeyen bir hususun" ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesi mümkün değildir. O halde usulüne uygun olarak açılmış bir tazminat davası bulunmadığından, bu yeni istemin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Ne var ki; bu husus davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 24.09.2018 tarih 2016/2001 Esas, 2018/5856 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.05.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır.
Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kabul bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.