22. Hukuk Dairesi 2012/13386 E. , 2013/4186 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı işçinin, fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının hafta içi 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayrıca, davacının cumartesi günleri de çalıştığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının cumartesi günleri kaç saat çalıştığı noktasında toplanmaktadır. İki davacı tanığı, davacının cumartesi günleri 09.30-16.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu sürelere göre davacının fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Oysa, bir davalı tanığı davacının cumartesi günleri, 10.00-12.00, bir davalı tanığı 08.00-12.00 ve bir davalı tanığı da 08.30-12.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmişlerdir. Mahkemece, tanıkların beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir.
Öte yandan, davacının cumartesi günleri, cumartesi ve pazar günü nöbetçi kalan üçer kişiden toplam altı personelin günlük ikişer öğünden toplam dört öğün yemeğini hazırladığını taraf tanıkları belirtmişlerdir.
Bu durumda, uzman bilirkişi görüşüne de başvurularak, toplam altı kişilik dört öğün yemeğin hazırlanmasının kaç saat süreceği saptanmalı, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli ve tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak, davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça tespit edilerek sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.