Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/10250 Esas 2008/10557 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/10250
Karar No: 2008/10557
Karar Tarihi: 26.05.2008

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/10250 Esas 2008/10557 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2008/10250 E.  ,  2008/10557 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tarsus İcra Mahkemesi
    TARİHİ : 10/04/2007
    NUMARASI : 2006/346-2007/230

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı bankanın 09.06.2004 tarihli kredi sözleşmesine dayanarak Tarsus (1) İcra Müdürlüğü"nün 2006/1353 sayılı dosyasında 28.05.2006 tarihinde kredi sözleşmesinin kefilleri Ö. F. K.ve C. K. hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür. İcra mahkemesi nezdinde C. K.ve asıl kredi borçlusu İ. K. İİK"nun 45.maddesini gerekçe göstererek takibin iptalini istemişlerdir. Takip dosyası borçluları ve sözleşmenin kefilleri olan Ö. F. K. ve C. K.; kendi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ipotek vermedikleri sürece İİK"nun 45.maddesine dayanamazlar. Bu nedenle mahkemenin İİK"nun 45.maddesi gereğince takibin iptali gerekçesi yerinde değildir. Ancak, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa"nın 10.maddesinin 3.fıkrası "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesini getirmiştir. Yasa"nın bu hükmü emredici nitelikte olup mahkemece re"sen dikkate alınması zorunludur. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez.
    Mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle sadece muteriz C. K. hakkındaki takibin iptaline karar vermek gerekirken takibin tümden Ö. F. K. içinde iptaline karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, takipte taraf olmayan İsmet Kulakoğlu"nun itirazının da husumetten reddi yerine takibin iptali biçiminde sonuca gidilmesi de isabetsizdir.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.