Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/351 Esas 2015/747 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/351
Karar No: 2015/747
Karar Tarihi: 16.01.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/351 Esas 2015/747 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu kararda, bir istihkak davasının değerlendirildiği ve hüküm olarak davacı borçlunun istihkak iddiasının kabul edildiği belirtilmiştir. İstihkak davası, İcra İflas Kanunu'nun 96. maddesi ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir ve bu davayı sadece 3. kişiler ve alacaklılar açabilirken, borçluların bu hakları bulunmamaktadır. Ancak kararda açıklandığı üzere mahkeme, borçlu tarafın açtığı istihkak davasının kabulüne hükmetmiştir. Bu nedenle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna karar verilmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise İİK'nın 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri olarak belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2015/351 E.  ,  2015/747 K.

    "İçtihat Metni"

    İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İstihkak

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR

    Davacı borçlu vekili,İcra Müdürlüğü’nün 2011/611 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca Kadirli İcra Müdürlüğü"nün 2011/237 talimat sayılı dosyasında 15/03/2011 gününde icra kefiline ait olduğu öne sürülerek haczedilen mahcuzların davacıya ait olduğunu, icra kefili olan ...."nin malvarlığı olmayan davacı ile aynı ortaklık yapısına sahip, davacı borçlu tarafından kurulan bir şirket olduğunu, icra takibi sırasında icra takiplerinin durdurulması hususunda tedbir kararı aldıklarını aslında davacı borçluya ait olan malların haczedildiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı alacaklı vekili, haciz esnasında icra kefilinin vergi levhasının sunulduğunu, davacı borçlu ile icra kefilinin yetkililerinin birebir aynı olduğunu, aynı alanda faaliyette bulunduklarını, aralarında düzenlenen kira sözleşmesinin ve ödemelerin yapıldığı faturaların her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğunu, sunulan faturaların da mahcuzların tamamı ile uyumlu olmadığını, başka bir haciz esnasında ise mahcuzların icra kefiline ait olduğunun ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı .... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı borçlu hakkında takiplerin durdurulması konusunda tedbir kararı alındığı, takip esnasında davacının üretim maliyetlerini düşürmek için kurulmuş olan şirketin icra kefili olduğu, icra kefilinin haczedilen mallarına ilişkin olarak 3.kişi konumunda olan davacı borçlunun istihkak iddiasında bulunduğu, icra kefili ile davacı şirket arasında organik bağ olduğu, haczedilen malların davacı borçluya ait olup tedbir kararı nedeni ile borçlu aleyhine takip yapılamayacağı gerekçesiyle davacı borçlunun istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Davacı şirketin icra kefili ile sıkı organik bağı olduğu gibi kendisi de takip borçlusudur ve hacizli malların davacı şirkete ait olduğu iddiası ile hacizlerin kaldırılmasını istemektedir.
    İİK"nun 96 ve onu izleyen maddelerinde istihkak davasının 3.kişi ve alacaklı tarafından açılabileceği öngörülmüş, borçluya istihkak davası açma hakkı tanınmamıştır.
    Bu durumda, sıfat yokluğu nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne yönelik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 1.083,75 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine
    16.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.