22. Hukuk Dairesi 2012/17756 E. , 2013/7011 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile prim ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait işyerinde 21.06.2008-11.03.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin eğitim amaçlı toplantıya içkili geldiği gerekçesi ile haklı bir neden olmaksızın işverence feshedildiğini, 2010 yılı Aralık ayı ile 2011 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin prim alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, vekili; müvekkiline ait işyerinde tıbbi mümessil olarak görev yapın davacının işi gereği kendisine teslim edilen aracı alkollü olarak kullanması neticesinde 22.02.2011 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası yaptığını, kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olan davacının şirketi zarara uğrattığını, daha sonra eğitim amaçlı düzenlenen toplantıya alkollü katıldığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/U-ı bendi ve 84. madde uyarınca haklı olarak feshedildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık,iş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (1) alt bendine ve işyerinde alkollü içki kullanması nedeni ile de 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin II"inci bendinin d fıkrası uyarınca haklı nedene dayalı olarak feshedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Davalı işveren tarafından düzenlenen 11.03.2011 tarihli fesih ihbarnamesinde, 02.03.2011-06.03.2011 tarihleri arasında eğitim amaçlı düzenlenen toplantıda içki içilmeyeceği katılımcılara bildirilmesine rağmen davacının toplantıya içkili geldiği belirtilerek iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 84. maddesi gereğince tazminatsız feshedildiği bildirmiştir. Davalı işveren feshi bildiriminde, ayrıca 22.02.2011 tarihinde
kusuru ile sebebiyet verdiği kaza nedeni ile davacı hakkında tazminat davası açılacağı belirtilmiş ise de , davacının bu eylemini fesih sebebi olarak göstermemiştir. Davalı işveren fesih bildirimde gösterdiği fesih sebebi ile bağlı olduğundan taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin II. bendinin d fıkrası uyarınca feshedildiği görülmektedir.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin II. bendinin d fıkrası uyarınca, işçinin aynı Kanun"un 84. maddesine aykırı hareket etmesi, haklı nedenle derhal fesih nedenidir. 4857 sayılı Kanun"un 84. maddesine göre, işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır.
Somut olayda; davacının, işveren tarafından 02.03.2011-06.03.2011 tarihleri arasında Antalya"da düzenlenen eğitim semineri döneminde, eğitim toplantıları bittikten sonra akşam saatlerinde otelde içki içtiği 07.03.2011 tarihli yazılı savunma içeriği ve tanık beyanları ile sabittir. Davacı ve davalı tanıklarının ortak anlatımlarından, işveren tarafından otelde içki içilmemesi hususunun toplantı öncesinde çalışanlara sözlü olarak bildirildiği anlaşılmakta ise de, 4857 sayılı Kanun"un 84. maddesinde işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak eylemlerinin yasaklanmış olması dikkate alındığında, davacının işveren tarafından düzenlenen eğitim toplantılarından sonra fiilen çalışmadığı saatlerde alkol almasının işveren tarafından yasaklanması mümkün olmadığı gibi bu yöndeki bir talimata aykırı hareket edilmesi de işverene iş sözleşmesinin haklı nedenle feshetme imkanı tanımaz.
Feshe konu bu olaydan kısa bir süre önce, davacının alkollü olarak araç kullanmak sureti ile sebebiyet verdiği kaza nedene ile işvereni zarara uğratması ve eğitim toplantılara sırasında da işverenin talimatlarına aykırı hareket etmesi bütün halinde değerlendirildiğinde, iş sözleşmesinin işverence geçerli nedenle feshedildiği kabul edilebilir ise de; yukarıda belirtilen nedenlerle fesih haklı nedene dayanmadığından kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Ayrıca; davacı 22.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile prim alacağı talebini atiye bıraktığını beyan etmiştir. Usul hukukumuzda davayı atiye bırakma diye bir müessese yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 123. maddesine göre davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Mahkemece, davalı tarafın atiye bırakma talebine ilişkin beyanları tespit edilmemeksizin prim alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır. Bu husustaki eksiklik giderilmeli, davalı tarafça prim alacağı yönünden davacının davasını geri alma talebi kabul edildiği takdirde bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına hüküm kurulmalıdır. Aksi halde ise, işyerindeki prim uygulamasına ilişkin esaslar tespit edilerek tarafların bu husustaki delilleri toplanmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.