22. Hukuk Dairesi 2012/21407 E. , 2013/8289 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 08.01.2009 tarihinde depo elemanı olarak işe başladığını, emekli olmak için 26.09.2011 tarihinde işten ayrıldığını, kıdem tazminatının ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini bilirkişiraporu doğrultusunda artırarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ile iş sözleşmesinin sona erdiğini, prim ödeme gün sayısını doldurmuş olması sebebiyle işten ayrılma iddiasının doğru olmadığını, yeni bir işyerinde çalışmaya başlamak üzere işyerinden ayrıldığını, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına dair bir belgenin işyerine sunulmadığını, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, buna dair kayıtlarda imzasının bulunduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde 08.01.2009-28.09.2011 tarihleri arasında çalıştığı, emeklilik için kıdem yılı ve prim gün sayısını tamamladığı için emeklilik yaşını beklemek üzere 26.09.2011 tarihinde işten ayrıldığı, 27.09.2011 tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, hernekadar çalışma özgürlüğü anayasal bir hak olsa da, kişilerin haklarını ararken ve kullanırken dürüstlük kurallarına uygun davranmak zorunda oldukları, emeklilik sebebiyle fesihlerde, kıdem tazminatına hak kazanılsada, davacının salt başka yeni bir işte çalışmak niyetiyle iş sözleşmesi sona erdirmesinin dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı, buna göre kıdem tazminatının redddi gerektiği, yıllık izinlerin kullandırıldığı veya ücretlerinin ödendiğine dair belge sunulmadığı, davacının yıllık izin ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davacı avukatı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
İş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik sebebiyle feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
1475 sayılı Kanun"un 14. maddesine 25.08.1999 gün ve 4447 sayılı Kanun"un 45 maddesi ile 5. bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkanı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanmamış olsa da, işyerinden anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir.
Somut olayda, davacının 20.09.2011 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurduğu, Sosyal Güvenlik Kurumunun 21.09.2011 tarihli yazısında, davacının 16 yıl 10 ay onüç gün sigortalılık süresi ve üçbindokuzyüzyirmisekiz gün prim ödeme gün sayısının olduğunun bildirildiği, yaş hariç, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi yönünden kısmi aylık almaya 20.09.2011 tarihi itibariyle hak kazandığı, Sosyal Güvenlik belgesini işverene vererek 26.09.2011 tarihinde iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiği ertesi gün 27.09.2011 tarihinde başka işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılmış olup, mahkemece, davacının emeklilik sebebiyle işyerinden ayrıldıktan bir gün sonra başka işyerinde çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmiş ise de, kıdem tazminatının emeklilik sebebiyle yapılan fesihlerde işçiye ödenmesi gerektiğinin kanuni bir hak olarak davacıya verildiği, kanuni hakkın kullanılmasının, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği düşünülmeden, kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine yanlış yorum ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.