12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/6840 Karar No: 2014/9371 Karar Tarihi: 01.04.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/6840 Esas 2014/9371 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/6840 E. , 2014/9371 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2013/562-2013/744
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 4822 Sayılı Kanun"un 15.maddesi ile değişik 4077 Sayılı Tüketici"nin Korunması Hakkındaki Kanun"un 10.maddesine göre; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacı ile kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir". Aynı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde; "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen kefilden kasıt adi kefil olup takip tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 Sayılı BK.nun 486/1.fıkrasına göre adi kefilin borç ile sorumlu olması ancak kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye"de icra takibinin imkansız hale gelmesine bağlıdır. Somut olayda, üçüncü kişi banka ile asıl borçlu arasındaki 04.11.2010 tarihli Kooperatif Kredileri Sözleşmesini, şikayetçi borçlu müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Alacaklının her iki borçlu aleyhinde 07.07.2011 tarihinde takip başlatıp örnek 7 ödeme emri gönderdiği, şikayetçi borçluya 29.07.2011 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin 03.10.2013 tarihinde alacaklının kredinin asıl borçlusu hakkında başlattığı takip sonuçlanmadan ya da başlatılan takip semeresiz kalmadan kredi sözleşmesi kefili hakkında takip yapmasının mümkün olmadığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabul edildiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece takip dayanağı kredi sözleşmesi tüketici kredisi olarak nitelendirilip takibin şikayetçi yönünden iptaline karar verilmiş ise de, takip dayanağı kredi sözleşmesi yukarıda açıklandığı üzere işletme kredisi olup söz konusu sözleşmenin 4077 Sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.